Özlem Topaloğlu Özdemir’in yeni romanı Fīlius, sadece fantastik bir hikâye değil; aynı zamanda medya üzerinden yürütülen algı operasyonları, karanlık güç birlikleri ve modern dünyanın en tehlikeli silahı olan manipülasyonla yüzleşme çağrısı üzerine dikkatleri çekiyor. Fīlius: Kaos Tanrısı, hakikat ile kurgu arasındaki sınırları zorlayan, kültlerin ve gizli yapıların medya aracılığıyla toplumları nasıl kontrol ettiğini çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor.
Algı Gerçekliğin Yerine Geçtiğinde!
Kitap, modern dünyada gerçekliğin, medya ve propaganda yoluyla nasıl şekillendiğini sorgulayan karanlık bir evren sunuyor. Toplumsal kırılmalar, mezhep ve sınıf farklılıkları üzerinden derinleştirilirken, asıl tehdit insanların kendi yaşamlarının kontrolünü başkalarına bırakması oluyor. Özdemir, Fīlius’ta bu durumu açıkça ortaya koyuyor: Kaos artık dışsal değil, içsel ve sistematik olarak inşa edilen bir düzene dönüşmüş durumda.
“Kendi Gerçekliğini Kim İnşa Ediyor?
Özdemir kitabın ilhamını şu sözlerle açıklıyor: “Bu hikâye, insanlığın içine hapsolduğu bir uykudan uyanma cesaretiyle ilgili. Karanlık bazen, gerçek aydınlığa ulaşmanın tek yolu olabilir. Artık iyilerin eylemi tüm dünyada etkisini yaymalı.”
Romanın kadın karakterleri, medya manipülasyonuna karşı direnişin sembolü haline gelirken, okuyucuya şu soruyu sorduruyor: “Kendi hayatımı ben mi yönetiyorum, yoksa medya ve sistemin kuralları içinde mi yaşıyorum?”